LOCKE & KEY DİZİ YORUMU (1. SEZON)

locke-and-key-efsunlublog

Selam herkese !

Aslında ilk sezonu çıkar çıkmaz izlemiştim fakat bir türlü yorumlamaya, fikirlerimi sizlerle paylaşmaya vakit ayıramadım, o kadar yoğundum ve kafamı yazı için toparlayamadım ki 2. sezon çıktı ve ben onu da bitirdim ve işte karşınızdayım… Bu yazıda sadece ilk sezondan biraz bahsedip, şahsi fikirlerimle dolu uzunca bir eleştiri kısmıyla sizi baş başa bırakacağım…

Netflix’in durmadan imza attığı fantastik ve bilim kurgu serisinin bir yenisi Locke&Key, diziyi izlerken biraz Stranger Things biraz Umbrella Academy biraz da The Haunting of Hill House vibe’ı veriyor. Ama en çok da Narnia Günlükleri‘ni anımsadım ben.  Neredeyse her bölümde yeni bir anahtar yeni bir eşya keşfedilip durdu ama bunların kaynağına dair  bir alt öykü , geçmişe yönelik bir bilgilendirme, bunlar yetersiz kalmış, üstün körü geçilmiş. Bir şeyler anlatılıyor ama o kadar havada ki , izleyip geçiyorsunuz. Fark ettim ki şuanda kendimi tutamayıp, dizinin konusundan önce dizi hakkındaki fikirlerimle giriş yapıp frenleyemedim bu işi.

 

Locke & Key Konusu : 

Ufak bir özet geçmek istiyorum dizinin konusu ile ilgili. Dizi Sihir ve Büyülü Eşyalar‘dan oluşuyor. Ana karakterlerimiz 3 kardeşten oluşuyor, bir gün babaları bir cinayete kurban gidiyor ve anneleriyle beraber kendilerini babalarının büyüdüğü evde, yani Key House‘da buluyorlar. Gün be gün sihirli anahtarlar bulunuyor, sihirleri keşfediliyor ve eğleniliyor. Korkuya dair pek bir şey bulunmayan dizide bol bol fantastik olaylar seyrediyor. Anahtarlar ve anahtarların yapabildiklerini öğrenirken karakterler sanki önceden biliyormuş gibi devamlı planlı hareket ediyorlar , anneleri ise konudan çok bağımsız bir hayat sürüyor.

İlerleyen bölümlerde babalarının, bu sihirli anahtarlar yüzünden cinayete kurban gittiğini öğreniyorlar ki bu çok tahmin edilebilir bir şey. Babalarının ve babalarının arkadaşlarının lise döneminde bu anahtarlarla uğraşıp hüsranla sonuçlanmasından sonra yine lise dönemindeki gençler ile ortaya çıkıyor olaylar.

 

Eh tahmin edebileceğimiz üzere her film & dizi & kitaptaki gibi bu dizide de kötü karakerimiz bulunmakta ve bu kötü karakterimiz anahtarları ele geçirmek isteyen Dodge adındaki bir iblis.  Dodge konusunda gözlemleyebildiğimiz bir sürü ters köşe olay var ama koca bir sezon için yetersiz kalan bir kötü karakter.

 

Her iki sezonu da göz önünde bulundurursak Dodge’a bol bol küfür ettiğimiz bir nokta çıkıyor ortaya, keşke böyle olmasaydı diyebileceğimiz bir durum bu , bolca kalp kıran bir durum, neyse sinirlenip üzülmek istemiyorum bir kez daha bu konuya. Tek diyebileceğim Kinsey’in kalbini kıran bir durum olduğu.

 

Locke & Key Hakkındaki Yorumum : 

Ben açıkçası dizinin genel kurgusunu çok sevdim, çok sevmemin yanında diziyi gömebileceğim de bir çok durum var. Birincisi, izleyiciyi hep soru işaretleriyle baş başa bırakıyor, ikincisi Kinsey ve Tyler’ın soğukkanlılığı ve her şey normalmiş gibi tepki vermeleri, hep planlı olmaları ve beni deli eden durum bu ikiliye başta ısınamamak. Aile havası alamıyorsunuz, Narnia izleyenleriniz bilir , nasıl sıcak hissettiriyor oradaki kardeşler ? Nasıl aile gibiler… Bu eksik Kinsey ve Tyler’da.

 

Bizi o kadar boşlukta bırakmasına rağmen sıkılmadan bütün bir sezonu aralıksız izleyebiliyorsunuz, bolca merak, küfür ve ‘oh be’ler eşliğinde.

 

 

Diziyi izleyen ve bu yorumu okuyan herkesin fikirlerini merak ediyorum, sadece ben mi bu kadar kötü düşünüyorum acaba ?

 

Okuyup vakit ayırdığınız için teşekkürler , diziyi henüz izlememişler için aşağıya fragmanı bırakıyorum

 

Aybike Parlak

3 Mart 1998 doğumluyum, doğduğum andan itibaren hayvanlarla beraber büyüdüm, şuanda da 2 kedi, 1 köpek annesiyim. Hayal kurmayı, gezmeyi, arkadaşlarımı, kitap okuyup bir şeyler izlemeyi ve yazmayı küçüklüğümden beri çok seviyorum. Hayatta ki amacımı hala kestirebilmiş değilim ama şuanlık hayvanlarla ilgilenmeye çalışıyorum, çünkü onların bize ihtiyacı var. (Veteriner Teknikerliği öğrencisi oldum bu yazıyı yazdığımdan beri.
Genel olarak çok tembel birisiyim (blog işi tembelliğe karşı ama halledicez bir şekilde) Ortaokuldayken çok fazla deneme türü, hikaye yazıyordum fakat baya bir süredir yazmıyorum ayrıca şu sıralar kitap okumakta da zorlanıyorum ama kitaplara ve yazma işine tekrar odaklanmak istiyorum.
Kısaca deneyimlerim, sevdiğim şeyler, yorum yapmak istediğim şeyleri sizinle paylaşmak, fikrimi belirtmek istiyorum. Umarım sizin için de yararlı olur. Henüz insanlara kendimi anlatma konusunda yetersiz de olsam beni anladığınızı umuyorum ve zamanla geliştikçe her şey daha iyi olacak. Umarım yazılarımızı beğenirsiniz.

Önerilen makaleler

Bir Cevap Yazın

%d blogcu bunu beğendi: