Merhaba arkadaşlar!
Bir Supernatural yorumuyla daha karşınızdayım!
-
Supernatural – 4. Sezon
Supernatural Bölüm Sayısı: 22
Supernatural Konusu:
Dean cehenneme gitmiştir, Sam ise onu geri döndürmek için yollar aramaya başlamışken yanındaki şeytan Ruby ile birlikte avlanmaktadır.
Fakat Sam, Dean’i cehennemden kurtarmanın bir yolunu arayıp da bulamazken, Castiel adında bir melek Dean’i geri getirmiştir.
Bu sezon, işin içine melekler de giriyor!
Dean üçüncü sezon sonunda şeytanla anlaşma yaptığı için cehenneme gidiyor ve sezon orada bitiyor. Dean’in ölü olarak geçirdiği üç dört ayın sonunda, Dean bir anda mezarından çıkıyor ve vooah!
Big brother Dean Winchester artık geri dönmüştür!
Açıkçası bu sezon benim en çok eğlendiğim sezonlardan birisiydi… Çünkü meleklerin işin içine girmesi olayları farklı bir boyuta çıkarmıştı ve Castiel… Allah’ım Misha’ya hayranım ben. Özellikle de yansıttığı saf karaktere ve ses tonuna…
Hele o giriş sahnesi yok muydu?
“I am angel of the lord…”
Bir önceki sezon yorumlarımda da söylediğim gibi, benim karakterleri ya da diziyi sevmem için giriş sahneleri önemli. Yanlış anlamayın, hikâyeye giriş şekillerinden bahsetmiyorum, şöyle oturup da karakteri düşündüğümde, aklıma gelen o ilk repliği önemli. Mesela Dean’in “Dad’s on a hunting trip and he hasn’t been home in a few days.” repliği…
Charlie’nin, (daha yedinci sezondan bahsetmediğim için (eğer ki Supernatural izlemediyseniz) kim olduğunu bilmiyorsunuz ama öğrendiğinizde en az benim kadar seveceğinize eminim… “Peace out, bitches!” veyahut da “What’s up, bitches!” replikleri gibi…
Castiel’i de düşününce aklıma o gırtlaktan çıkan sesiyle, “I am angel of the lord…” deyişi geliyor.
Bu sezonun ana konusu, Lilith, Lucifer, Sam ve biraz da Dean denilebilir.
Dean cehennemdeyken her gün işkence görmüştür ve cehennemde zaman, bizim normal zamanımızdan çok daha farklı aktığı için orada otuz yıl boyunca işkenceye maruz kalmıştır. Her günün sonunda, Alastair Dean’e “Eğer diğerlerine benimle birlikte işkence etmeyi kabul edersen, artık işkenceye maruz kalmazsın” gibisinden bir teklifle gelmiştir. Otuz yıl boyunca işkencelere dayanmış olan Dean, otuz yılın sonunda daha fazla dayanamayarak bu teklifi kabul etmiş ve sezonumuzun ana konusu için ilk mührü kırmıştır.
Eğer işkence gören masum bir ruh, başkalarına işkence etmeye başlarsa, Lucifer’in kapatıldığı kafesin ilk mührü kırılıyor. Dean de başkalarına işkence etmeye başladığı için, ilk mührü kırmış bulunmakta ve Lilith de harekete geçerek diğer mühürleri kırmaya başlamıştır.
Castiel de Dean yaptığı hatanın bedelini ödesin diye ve mühürleri kırmasını yavaşlatması aynı zamanda Sam’in yaptığı yanlış seçimleri toparlaması için onu hayata döndürmüştür.
Fakat ne kadar uğraşılarsa uğraşsınlar mühürler Lilith tarafından teker teker kırılmıştır. Son mühür de Ruby’nin oyununa gelen Sam Winchester tarafından kırılınca, Whinchester kardeşler dünyanın ebesini bellemiş oldular.
Ciddi anlamda, sezon sonuna geldiğimde böyle söylemiştim.
“Birbirinizi kurtarmak için bir dünyanın ebesini bellememiştiniz, onu da yaptınız, helal olsun!” dedim, sezonu bitirince. İlk izlediğimde böyle bir tepki vermemiştim ama aradan geçen zaman ve benim şu anki zihin yapım göz önünde bulundurulunca, böyle bir tepki vermem çok normal oldu.
Çünkü diziyi sevmeme rağmen, her sezon aynı soruyu soruyorum.
“Birbirinizi kurtarmak uğruna daha kaç kişiyi öldüreceksiniz/feda edeceksiniz?”
Bu soru mutlaka her sezon boyunca ağzımdan çıkıyor…
Eh, artık tavsiye ederim diyemiyorum çünkü eğer Supernatural’a başladıysanız devamını getirmeden duramıyorsunuz. O yüzden bir sonraki yazımda görüşmek üzere kendinize iyi bakın!