Merhabalar!
Yine yarım bıraktığım (kesinlikle beğenmediğim için değil, araya giren şeylerden dolayı) ve vakit bulduğum anda izlemeye devam ettiğim farklı konusuyla beni içine çeken bir dizinin yorumuyla geldim.
He is Psychometric – Konusu:
Yaşadığı travmatik olayın ardından dokunduğu kişilerin geçmişini görme becerisi kazanan genç bir adam, güçlerini geçmişle ilgili cevaplar bulmak için kullanır.
He is Psychometric – Kadrosu:
Dizi hakkındaki yorumuma girmeden önce, kadrodaki oyuncuları daha önce gördüğüm dizilerden bahsetmek istiyorum. Bazılarının yorumlarını girdiğim için, linklerini dizilerin isimlerine bırakacağım. Merak ettiğiniz olursa, geçiş yapabilesiniz diye… 🙂
Ana karakterimiz Lee An’ı canlandıran Park Jin-Young, daha önce Legend of the Blue Sea’de oynamış. Diziyi izlemiş olsam da nedense Jin-Young’u hatırlamıyorum. Bir ara Min-Ho aşkıyla tekrardan izlemeyi düşündüğüm için o zaman daha dikkatli izlemeyi düşünüyorum. Eun Byung-Ho karakterini canlandıran Um Hyo-Sup, daha önceden izlediğim Shopaholic Louis, Deserving of the Name, My Love From the Star, While You Were Sleeping dizilerinde ve izlemeyi planladığım Life, Silenced, I am Not a Robot dizi/filmlerinde yer almış. Kang Geun-Teak karakterini canlandıran, Lee Sueng-Jun ise, Descendants of the Sun, Hotel Del Luna, Hyde Jekyll and Me, Find Me in Your Memory dizilerinde yer almış. Lee Dae-Bong karakterini canlandıran Noh Jong-Hyun ise ise izlemeyi planladığım, Hell is Other People ve Romance is a Bonus Book dizilerinde yer almış.
He is Psychometric – Yorumum:
Evet… Gelelim dizi yorumumuza…
Ben bu diziyi yarım bıraktım ama sanmayın ki sevmediğimden ya da konu dikkatimi çekmediğinden… Tamamen benim başka şeylere atılmam, arkadaşlarımın tavsiyelerine bakmamdan kaynaklanan sebeplerden dolayı diziyi yarım bırakmıştım. Zaten netflixten izliyordum, telefon sürekli elimin altında rahat rahat izlerim diyerekten epeyce bir süre diziye ara vermiştim.
Daha sonrasındaysa yarım bıraktıklarımı izleyeyim derken, bu diziyi de kaldığım yerden izlemeye başladım.
Açıkçası, daha önce psikometrikle ilgili pek bir şey izlemediğim için dizi dikkatimi çekmişti. Baş roldeki Lee An’ın beni kendine hayran etmesi de, diziye devam etmem için geçerli sebeplerden birisi olmuştu.
Yine de 16 bölümden daha kısa sürebileceğini düşünmedim desem yalan olur. Konu fazla uzatılarak işlenmişti, sık sık zaman atlamaları yaşanıyordu. Bunun dışında, dizideki neredeyse bütün karakterlerin tek bir ortak problemi vardı.
“Baba.”
Dört ana karakterin de babalarından yana dertleri vardı. Birisinin babası katil, diğeri öldürülen babalardan birisi, bir baba cinayeti ört bas ediyor, bir diğer baba ise masum ama herkes katil olduğunu düşünüyor… Tamamen daddy issues mantrasına gömüldüğüm bir dizi olmuştu. Yine de, polisiye severlerin keyifle izleyebileceğini düşünüyorum.
Son bölümlere kadar gizem kendisini korumaya devam ettiği için insan bir şeyleri merak ediyor. Aynı zamanda Lee An’ın eğlenceli karakterini izlemek de ayrı bir zevkti bu yüzden eğlenmek isteyenlere, ağır dram istemeyenlere tavsiye edebileceğim bir diziydi.
Dizinin fragmanını buraya bırakıyorum. Hepinize keyifli seyirler dilerim.
Buraya kadar geldiğiniz için teşekkür ederim. Sayfadaki reklamlardan birine tıklayarak bize destek olabilirsiniz.
Bir sonraki yazımda görüşmek üzere!