Merhaba arkadaşlar!
2013’ten bu yana en çok duyulan ve en popüler animelerden birisi olan Death Note animesinin yorumuyla geldim bugün.
Normalde çok fazla anime izlerim, bu yüzden insanlar Death Note’u izlemediğimi duyunca şöyle bir şaşırıp, “Nasıl yani ya?” diyorlar…
Bunun cevabı da, popüler olan şeylere karşı soğuk olmam… Çünkü herkesin ağzına sakız olan konular beni fazlasıyla yüksek beklentiye sokuyor ve beklentimin karşılığını alamayınca da acayip üzülüyorum.
Bunu en çok Endgame’de yaşamıştım. Film için o kadar bekle, beklerken de hypelan ve sonucu hüsran olsun…
Her neyse, Death Note’a geri dönelim.
37 bölümlük, zekilerin savaşı ve yeni adaletli dünya oluşturma çabası…
Death Note – Anime Konusu:
Yagami Light, üniversite giriş sınavlarına hazırlanan bir lise son sınıf öğrencisidir. Light (Raito), Japonya’nın belki de en yetenekli ve zeki öğrencisi olmasına rağmen, yaşadığı dünya ona tat vermemektedir. Her gün gittikçe artan suç oranı ve adalet sisteminin çökmüşlüğü, onun için bu dünyayı daha da anlamsız ve çürümüş kılmaktadır. Bu yüzden de, hiç bir şeyde anlam görmemektedir.
Light, bu buhranlarını kendi içinde yaşarken, ders sırasında bir defterin gökten düştüğünü görür. Okul çıkışı elinde olmadan defterin düştüğü yere yönelir. Defterin üstünde “Death Note” yazmaktadır. Defteri yerden alıp incelediğinde hiç de inanacağı şeylerle karşılaşmaz.
“Bu deftere ismi yazılan insan ölecektir.”
Nedenini kendi bile bilmeden, defteri alıp evine döner. Evde haberleri izlerken, bir adamın bir anaokulundaki öğrencileri ve öğretmenleri rehin aldığını izler. Defterin gerçekliğini test etmek için rehin alan adamın adını deftere yazar. Ve 40 saniye sonra adam ölür.
Defterin gerçekliği karşısında şaşkına dönen Light, kendi ideal dünyasını yaratmak için diğer suçlulara yönelecektir. Ama ya dünya onun varlığını öğrenip peşine dünyanın en iyi dedektifi L’i takarsa?
Death Note – Anime Yorumum:
Death Note animesinin konusundan yukarıda da bahsettiğim üzere, ortada bir “death note” var ve Yagami Light bu defteri kullanarak, dünyayı suçlulardan arındırmaya çalışıyor.
Yagami Light her ne kadar iyi bir sebeple bu işe girişmiş olsa da, yetkililer “Bugün suçluları öldüren, yarın kendi adaletine göre herkesi suçlu görüp öldürmez mi? Böylesine bir gücü öyle başı boş bırakamayız, bulmalı ve durdurmalıyız,” deyip, epey gizli saklı yaşayan ve polisin, FBI’ın, CIA’in çözemediği dosyalara görünmez el misali uzanan L’den yardım istiyorlar.
L de, ortada dönen bu zeka yarışına karşı büyük bir heyecan duyuyor ve en sonunda Japonya’ya giderek bu işi yakından takip etmeye karar kılıyor.
Açıkçası, Light ve L’in frenemy yaklaşımları Kira’yı yakalamak üzerinden dönen zeka yarışları beni baya heyecanlandırdı ve “Bugüne kadar neden izlemedim?” dedirtti bana.
Ah, o kadar Death Note’tan bahsedip, elma aşığı Ryuk’tan söz etmezsek olmaz! Ryuk, Yagami Light’ın bulduğu Death Note’un sahibi olan shinigamidir (ölüm meleği).
Zaten bütün bu olaylar da Ryuk’un shinigami diyarında sıkılıp, defterini dünyaya düşürmesiyle birlikte başlıyor. Light’ın yaptıklarını eğlenceli ve hatta anlaşılmaz bulan shinigamimiz dünya elmalarını höpür höpür götürürken, Light’ı izliyor.
Benim bu yorumum açıkçası pek bir özet gibi oldu… Ancak spoiler vermeden, bu anime hakkında ne yazabilirim inanın kestiremiyorum.
Ancak buram buram zeka savaşları izlemek istiyorsanız, yapmanız gereken tek şey netflixe ya da google’a Death Note yazmak.
Aman, dikkat! Netflix uyarlaması olan Death Note’tan uzak durun… Animeye başlamadan soğumaya hiç gerek yok. Animeler bırakın da anime olarak kalsınlar. Uyarlamaları, insan mimiklerinin işe girişi cidden anime severleri hayal kırıklığına uğratıyor…
Spoilerlı Alan!
Spoiler istemiyorsanız, buradan sonrasını okumayın lütfen…
L, Kira’ya karşı kaybedip de öldüğünde büyük bir hayal kırıklığına uğramıştım açıkçası ve animeyi izleme hevesim de aynı hızla kaçmıştı. Bu yüzden bu noktada animeyi yarım bırakmıştım ancak geçen hafta aldığım bir kararla yarım bıraktığım her şeye başlama ve bitirmeye niyetlendim. Bu sırada da Death Note’u hemencecik aradan çıkardım.
Near ve Mello, L’in ölümünden yanlış hatırlamıyorsam iki yıl sonra ortaya çıkıyorlar. Bu sırada Light, L’in yerine geçiyor ve onun işlerini yürütüyordu. Tabii Near ve Mello bunu fark ettikleri için daha doğrusu Near fark ettiği için Light’ı köşeye sıkıştırmaya çalışıyor. Aynı zamanda L’in kapatamadığı bu dosyayı kapatmak için çalışmalara başlıyorlar.
Dediğim gibi L’in ölümünden sonra animenin bende tadı kaçmıştı, belki de mangaka farklı bir hava yaratmak istedi… Bilemiyorum, zaten finali de beni şaşırtmadı. Tam da beklediğim gibi bitti. Bir tek Youtube’da dolanan videolar beni eğlendirdi diyebilirim. Bunun dışında İlk 25 bölüm harikaydı, geri kalanı bitirmek için izledim…
Buraya kadar okuduğunuz için teşekkür ederim, gelecek yazılarımda görüşmek üzere!
Eğer anime önerileri arıyorsanız,
anime önerileri 1,
anime önerileri 2,
anime önerileri 3 linklerine tıklayarak önerilerime bakabilirsiniz!
Bunu beğen:
Beğen Yükleniyor...
İlgili
[…] anime o beklentiyi karşılamayınca fazlasıyla üzülüyorum. Zaman kaybı diye düşünüyorum. Death Note‘a da aynı şekilde […]