Öncelikle bu yazıya, daha fazla yatakta tavanı izlemeye dayanamadığım için tam olarak 04.07 de yazmaya başlıyorum. Hem yazı yazmam gerektiği için, hem sıkıntımı giderip uykumu getirmek için, hem de filmi izledikten sonra hiçliğe karışmasın diye buraya bir şeyler karalamaya başlıyorum.
Filmi izleme nedenlerimden birkaçını belirtmek istiyorum sevgili okuyucum , birinci önceliğim tabiki de Cole Sprouse…. Onun oynadığı herhangi bir dizi/filmi izlememe ihtimalim %1 falan sanırım. Küçüklüğümden beri onunla büyümüş birisi olarak, onu çokça sevip saygı duymuşumdur. Diğer nedenlerden biriyse filmin etkileyici hikayesi ve instagramda çokça sayfa post olarak bu filmden replikler koyuyordu. Diğer bir sebebe gelirsek, şu aralar bu tarz filmler izlemeye çok fazla merak saldım. Neyse seni çok sıkmak istemiyorum sevgili okur, o yüzden filmden bahsetmek istiyorum.
Ana karakterimiz Stella Grant, 17 yaşında kistik fibrozis hastası olan bir kızdır. Hayatını hastanede, bilgisayarından, rutinler ile beraber geçirmektedir. Hijyen, diğer hastalarla olan mesafesi, günlük rutinleri onun için çok önemlidir, ayrıca kızımız çok büyük bir düzen hastasıdır… Her şeyi en ince ayrıntısına kadar düzenler.
Bir gün Will Newman isimli bir hastayla yolları kesişir, ki bu Will dediğimiz eleman Cole Sprouse oluyor… Ahhh ah çocukluk aşklarımdan sadece bir tanesi 😀 Will ile tanışması sonucunda Stella’nın hayatı çok büyük yön değiştirir. Will tamamen ümitsiz, tedaviyi reddeden bir hastadır ve Stella bir şekilde onunla uğraşır, ne yapar ne eder Will’i ikna eder. Beraber her gün egzersiz yapmaya başlarlar, ilaçlarını aynı anda içerler, sık sık görüntülü konuşurlar. Ki söylemeyi unuttum aralarında her zaman uygulamaları gereken bir mesafe vardır. 6 adım mesafe.
Yavaş yavaş Stella ve Will bu sınırları aşmaya başlarlar, birbirlerine çok aşıktırlar artık, hastalıkları her zaman aralarına girse de ikisi de bu mesafeden nefret ederler.
Will’in doğum gününde Stella ve hastaneden bir diğer arkadaşları sürpriz doğum günü hazırlarlar Will’e. Kutlamanın ortasında hemşire gelir ve hepsini ölümcül tehlike sebebiyle odalarına yollar. Bu ölümcül tehlikeden kastım, hastaların mesafelerini korumaları lazımdır yoksa birbirlerine temasları sonucunda ölebilirler.
Sürprizin olduğu gece Stella’nın hastanedeki arkadaşı hayatını kaybeder. Bir süre sonra Stella her şeye karşı koyup Will’i de alıp, her zaman görmek istediği ışıklara götürmek ister. Beraber hastaneden çıkarlar ve vakit geçirirler, tepeye tırmanıp kardan kelebek yaparlar, buzun üzerinde eğlenirler.
Bu sırada Stella’yı arar herkes, çünkü Stella’ya nakil olabilecek akciğer bulunmuştur fakat Stella mesajları görmezden gelir. Will ile vakit geçirmeye, normal insan gibi davranmaya devam eder.
Daha sonra gelişen olaylarda delicesine ağladığımı biliyorum, çok üzülüp birkaç peçeteyi harcamıştım 😀 Aşırı duygusal birisi olarak, benzerim olan okurumu uyarıyorum, peçetesiz sakın izleme bu filmi.
Beni etkileyen ve bir yandan da Aynı Yıldızın Altında filmini hatırlatan bu filme puanım 5/4. Ahh Cole sana her tür rol yakışıyor anacım, sen daha çok filmde, dizide oynamalısın.
Umarım filmi siz de benim gibi beğenirsiniz. Yüzünüzden tebessüm, kalbinizden umut hiç eksik olmasın. Sevgilerle Aybike Parlak.