Avatar 1. Sezon “Su” – Animasyon Yorumu

Merhaba arkadaşlar! Bunca zamandır neden izlemedim dediğim bir animasyonun yorumuyla geldim karşınıza. Biliyorsunuz, bol bol anime izleyen birisiyim ve son zamanlarda Avatar’dan kesitlere denk gelmeye başladım ve belirli bir anime kültürüne adapte oluştan sonra Amerikan işi animasyonlarda özellikle de Avatar tipi animasyonlarda izlerken zorluk çekebiliyor.

En azından ben aşırı derecede yadırgadığımı söyleyebilirim. Bu yüzden Castlevania serisini izleyememiştim. Her ne kadar Japon oyun serisinden esinlenilmiş olsa da, Amerikan çizimlerinin ya da ses efekti eklemelerinde bana batan bir şeyler var.

Ancak bu Avatar’ı izlerken hissettiğim bir şey olmadı. Cidden, Avatar kendini hiç yormadan izlettirdi bana. >.<

Şimdi Avatar’ın konusundan, karakterlerinden bahsettikten sonra yorumuma geçeceğim. :>

Avatar – Konusu:

Aang adlı 12 yaşındaki (Buz dağında 100 yıl donarak kalması düşünülünce 112 yaşındadır) bir Hava Bükücü, Güney Hava Tapınağı’nda yaşamaktaydı. Yaşlı keşişlerden kendisinin Avatar olduğunu öğrendi. Normalde bir Avatar’a gerçek kimliği 16 yaşına bastığında söylenirdi ancak keşişler 4 ulus arasındaki savaşın yaklaşmakta olmasından korktukları için bunu daha önce açıkladılar çünkü bir savaş başladığında barışı getirebilecek ve dengeyi yeniden sağlayabilecek tek kişi Avatar’dı. Kısa bir süre sonra Aang, öğreticisi ve koruyucusu Keşiş Gyatso’dan ayrılmak ve eğitimine devam etmek için Doğu Hava Tapınağı’na gitmesi gerektiğini öğrendi.

Korkmuş ve kafası karışmış olan Aang, uçan bizonu Appa ile birlikte kaçmaya karar verdi. Ama Güney Okyanusu’nda ani bir fırtına ile karşılaştı ve okyanusun dibine doğru batmaya başladı. Kendinden geçmiş bir halde bilinçsizce Avatar Hâli’ne geçen Aang, kendisini ve Appa’yı korumak için bir balon yarattı. Ancak Aang yarattığı buzdağının içinde Avatar hâlinde kaldı ve bu buzdağı Güney Kutbu’na doğru sürüklendi. Katara ve Sokka balığa çıktıklarında Aang’i buldular ve Aang’e ateş ulusunun diğer uluslara yaptığı izdihamı durdurmak için yardım etmeye karar verdiler.

Avatar – Karakterleri:

  • Aang: Avatar olmasına karşın eğlenmeyi çok seven 12 yaşında (teknik olarak 112 yaşındadır.) bir çocuktur. Eğlenmeye ve hava bükmeye bayılır. Uçan dev bizonu Appa ve ilk sezonun başında bulduğu küçük lemuru Momo onun hava tapınağından kalan tek arkadaşlarıdır. Henüz 12 yaşında olmasına rağmen tüm dünyanın sorumluluğu onun omuzlarındadır. Bu sorumluluğun yükü ağır geldiği içindir ki iç çelişkileri sürekli dışarı yansımaktadır. Aynı zamanda hayatta kalan tek hava bükücüdür. Neşeli, çekingen, dost canlısı bir kişiliği vardır. Katara’ya deliler gibi aşıktır.
  • Katara: 14 yaşındadır. Katara, Güney Kutbu’nda kalan son su bükücüdür. Aynı zamanda dünyadaki 2 kan bükücüden biridir. Kardeşi Sokka ile birlikte Aang’i buzdağından çıkarır ve macera başlar. O ve Sokka, Ateş Lordu’nu yenmek üzere çıktığı yolculukta Aang’e arkadaşlık ederler. Katara olgun, sevecen ve duyarlıdır. Oldukça güzeldir. Fakat çok duygusal bir kızdır. Muhteşem su bükme yeteneğiyle düşmanlarını etkisiz hale getirir ve daima diğerlerinin iyiliğini ister.
  • Sokka: 15 yaşındadır. Katara’nın abisidir. Bükme yeteneğine sahip olmamasına rağmen çok zekidir. Çok iyi bumerang kullanır. Ayrıca buzdan yapılmış bir bıçağı vardır. Babası savaşa gideceği sırada yaşının küçük olması nedeniyle Güney Su Kabilesi’deki tüm savaşçı erkekler savaşa giderken, o geride kalmıştır. O ve kardeşi Katara, Ateş Lordu’nu yenmek üzere çıktığı yolculukta Aang’e arkadaşlık ederler. Sokka Katara gibi sevecen değildir ve genelde şapşal davranır.
  • Zuko: 16 yaşındadır. Zuko Azula’nın ve Ateş Ulusu tahtının varisidir. Annesine kendini kurtardığı için annesinin yeri başkadır. Zuko, 13 yaşındayken bir savaş toplantısında ateş ordusu generallerinden birine karşı gelir ve Agni Kai denilen ateş düellosuna davet edilir. Generalden korkmayan Zuko, Agni Kai’de karşısında babasını görünce savaşmayı reddeder, özür diler ve ağlamaya başlar; babasıysa onun yüzünün sol tarafını yakarak onu sürgüne yollar. Oğlunu Toprak Krallığının başkenti Ba Sing Se kuşatmasında kaybetmiş olan General Iroh da oğlu gibi sevdiği Zuko’ya gözkulak olur. Avatarı yakalayıp onurunu kurtarmayı amaç edinen Zuko’nun karakteri bir süre sonra olgunlaşır. Ama her zaman sinirli kalır.
  • Iroh: Dizinin en yaşlı karakterlerindendir. Zuko’nun amcası, Ateş Lordu Ozai’nin ağabeyi ve Ateş Ulusu tahtının gerçek vârisidir. Ateş Ulusu generalliğinden emekli olmuştur. Gençliğinde Ba Sing Se surlarını aşabilen tek general olmuştur. Bu nedenle kendisine “Batının Ejderi” lâkâbı verilmiştir. Fakat Ba Sing Se’yi kuşatırken oğlu Lu Ten’i kaybetmiş ve o da üzüntüsünden delirmiş, kuşatmayı kaldırmıştır. Çok güçlü ve çok saygı duyulan bir Ateş Bükücü’dür. Romantiktir ve her kadına bayılır. Kendi oğlunu kaybetmesinin ardından yeğeni Prens Zuko’ya sürgün hayatı boyunca göz kulak olur ve onu oğlu yerine koyar. Dıştan bakıldığında sevecen ve neşeli yaşlı bir adamdır. İçten bakılırsa ruhunun genç olduğu anlaşılır. En büyük hobileri çay içmek, şarkı söyleyip müzik yapmak ve Pai Sho oynamaktır.
  • Appa: Aang ve arkadaşlarına dünyayı dolaşırken yardımcı olan uçan bizon’dur.
  • Momo: Türünün son örneğidir. Aang’in uçabilen büyük kulaklı lemurudur. Sokka ile arkadaş olmuşlardır.

Avatar – Animasyon Yorumum:

Evet… Genel olarak konu ve karakterlerin hikâyesini paylaşınca az çok neler olduğunu görebiliyorsunuz. Aang son hava bükücüdür ve içinde hapsolduğu buz kütlesinden Katara ve Sokka sayesinde kurtulmuştur ve daha sonrasında bu üçlü birlikte yola koyulmuşlardır.

Aang’in Avatar’ın nihai gücüne ulaşabilmesi için dört elementte de ustalaşması gerekir. Buz kütlesine hapsolmadan önceki zaman diliminde hava bükmekte neredeyse ustalaşmış olan Aang, Katara ve Sokka’yla birlikte kuzey su kabilesine giderek, su elementinde de ustalaşmayı hedefler.

Yolda çeşitli maceralardan geçerler, Prens Zuko babasının gözündeki yerini kazanabilmek için Avatar’ın peşindedir ve bu yüzden pek çok kez Aang ve arkadaşlarıyla karşılaşmıştır. Kimi zaman savaşmış olsalar da, Zuko iki kez Aang’i kurtarmıştır. Aynı şekilde, Aang de ne zaman arkadaşları tarafından Zuko’dan kurtarılsa (genelde Zuko yaralı ya da güçten düşmüş bir şekilde kaldığı için) Aang de Zuko’ya pek çok kez yardım etmiştir.

Açıkçası seri çok güzeldi, bunca zamandır neden izlemediğimi sürekli sorarım kendime çünkü abartısız ama soluksuz bir macera… Ve açıkçası karakterleri de çok sevdim.

Aang’in tüm sorumluluklarına rağmen çocuksu ruhunu yaşatması, Sokka’nın tüm şapşal görüntüsüne karşın aşırı zeki olması ve pek çok kez kız kardeşini ve Aang’in paçasını kurtarışı, Katara’nın ekibe sahip çıkması, herkesle ilgilenmesi…

Bir tek, sezonun sonuna doğru Katara bir power up yaşadı ve bu biraz gözüme battı çünkü sezon boyunca Katara’dan pek fazla su bükücülüğü görmedik. Bir ara iyileştirme yeteneği olduğunu öğrendik ki bu konu da biraz gözüme battı çünkü Jeong Jeong, Katara’ya “Çok nadir kişilerin iyileştirme yeteneği vardır,” demişti. Ancak kuzey su kabilesine gittiklerinde, oradaki kadın su bükücülerin hepsi iyileştirme yeteneğine sahipti.

Ek olarak yine Kuzey Su Kabilesi’nde Katara, ona sırf kız olduğu için savaşmayı öğretmeyen Pakku ile düelloya tutuşmuştu. Yani, koskoca 18 bölüm boyunca suyu çok az büken ve Aang, onun aylarca geliştirmeye çalıştığı hamleleri tek gösterimde öğrendiği için kuduran Katara’nın bir anda, düelloya girecek kadar yetenek sergilemesi pek olmadı, gözüme battı.

Yine de, o da ana takımdan ve gücünü göstermesi gerekiyordu ve güzel bir başlangıç oldu. Bu noktadan sonra Katara’yı kimse hafife almamalı. >.<

Siz de benim gibi bunca zamandır Avatar izlemediyseniz… Daha fazla geç kalmayın ve izleyin. Çok seveceksiniz!

 

Bulutlara şekil verdiğin gibi, kendi kaderine de şekil verme yeteneğine sahipsin Aang.

Semiha Kaya

6 Haziran 1998 doğumlu, hayalleri yaşından çok olan ve hepsini bir bir gerçekleştirmek için acayip hırs dolu bir insanım.
Hırsımın yanı sıra, üşengeç ve unutkan da olduğum için tüm planlarımı sonsuza dek yaşayacakmışım gibi yaparım lakin genelde anın tadını çıkartırım. Hem ne demiş James Dean?
"Sonsuza kadar yaşayacakmışsın gibi hayal kur. Bugün ölecekmişsin gibi yaşa."
İşte tam olarak ben de böyleyim. Sonsuz hayale sahibim ancak anımın da kıymetini biliyorum. Her anın tadını çıkartıyorum.
Size de anınız kıymetini bilmenizi tavsiye ederim, ne de olsa zaman geri dönmez. :)

Bana, instagram: semihaakaya kullanıcı adı üzerinden ulaşabilirsiniz!

Önerilen makaleler

Bir Cevap Yazın

%d blogcu bunu beğendi: