Öğrenci Yurdunda Hayatta Kalma Taktikleri

ogrenci-yurdunda-hayatta-kalma-taktikleri

Merhaba arkadaşlar!

Bu başlığı yazarken çok eğlendiğimi açıkça söylemek istiyorum…

Şimdi, başlıktan da anladığınız üzere öğrenci yurtlarında kalırken size lazım olabilecek hatta hayat kurtarabilecek bazı minik taktikler vereceğim.

Ben iki yıldır, bu yıl üçüncü yılıma başlıyorum, KYK yurdunda kalıyorum. KYK yurdu olunca haliyle yasakları bol oluyor…

Mesela, yurda ketıl (bu şey böyle mi yazılıyor ya? Su ısıtıcısı diyeyim ben ona…) sokmak yasak çünkü fişte unutursak yangın çıkartabiliriz ama gelin görün ki bize ütünüzü, saçınızı yapacak elektronik eşyalarınızı vesaire getirin diyorlar! Onları fişte unutursak yangın çıkmaz sanki…

Öhm, sinirlenmeden anlatacağım!

 

Öncelikle, yanınıza temel ihtiyaçlarınızı (kıyafettir, kişisel bakım ürünlerinizdir…) aldıktan sonra ihtiyacınız olabilecek şeyleri söyleyeceğim size.

  • Kupa! Kupalar sizin kurtarıcınız olacak. Neden mi? Birincisi, geniş bir kupa aldığınızda içinde hazır çorba yapabilirsiniz. Çayınızı, kahvenizi koyabilirsiniz ve aynı bardakta su da içebilirsiniz.
  • Bir kase almanızı tavsiye ederim, hazır çorbayı bardak içmezseniz kasenizde yapar içersiniz. Ayrıca birçok markette Noddle yani hazır makarnalar satılıyor. Bu makarnaları alarak kaynamış suyun içine atıp baharatını da ekleyerek bir öğrenci yemeği haline gelmiş noddleların keyfine varabilirsiniz.
  • Eh, çorba kaşıksız makarna da çatalsız yenmeyeceği için kendinize ikişer tane çatal kaşık almalısınız. Bir tane de meyve bıçağı alırsınız, meyve doğramak için mutlaka lazım olur.
  • Tabak almalısınız, bazen kahvaltı sırasında tabak kalmayabiliyor o yüzden kendi tabağınızı götürebilirsiniz.
  • Saklama kabı, açtığınız bir cipsin ya da kuruyemişin hemen bayatlamasını istemiyorsanız iç içe giren üçlü, dörtlü saklama kapları var. Onlardan alabilirsiniz böylece yiyeceklerinizi uzunca bir süre taze tutabilirsiniz.
  • Yanınıza aldığınız bu eşyaları yıkamak için (marka vereceğim…) Fairy’nin küçük boy sıvı deterjanları oluyor. Onlardan alırsınız ve yine her markette olan bulaşık süngerinden alırsınız böylece tabağınızı çanağınızı yıkarsınız.
  • Panduf ve ev terliği! Odanızın içinde ayakkabıyla dolanmanızı pek tavsiye etmem sonuçta dışarıda o kadar çok yere girip çıkıyorsunuz, fakültenizde ya da lisenizde tuvaletlere giriyorsunuz haliyle pabuçlarınızın altı mikrop yuvasına dönüşüyor. O yüzden, odaya girer girmez ev terliğinizi ayağınıza geçirirseniz odanız hijyen açısından daha temiz olur.
  • Ayrıca, lavaboda havlunuzu asmak ya da kışlık montunuzu asmak için kapılara takılan askı apartları var. Her yurtta askılık olmadığı için yanınıza öyle apartlardan alabilirsiniz diğer türlü kalın kalın montlarınızı dolabınıza sıkıştırmaya çalışmazsınız…
  • Çamaşırlarınızı kurutma makinesine atsanız dahi, nemli bir şekilde çıkartıyorsunuz ki bunları nemli şekilde dolabanıza dürüp yerleştiremezsiniz, kokar çünkü… Ayrıca nemli şekilde bakteri de türetir… O yüzden kalorifer peteklerine takılan askılar var, yine kapı arkasına takılan aparatlara benziyorlar ama bunlara kıyafet asabiliyorsunuz demirleri düz oluyor. Onlardan da alabilirsiniz kendinize.

Şimdilik aklıma bunlar geldi, fakat yurtta deneyimledikçe bu yazıyı güncellerim. ^^

Ve şimdi biraz önce yukarıda sitem ettiğim şeye geri dönüyorum. Su kaynatıcısı… KYK yurtlarında genellikle su kaynatıcısı, kahve makinası vb. şeyleri yurda sokmak yasaktır. O yüzden devlete bağlı bir yurtta kalıyorsanız su kaynatıcınızı gizlice içeri sokmanız gerekecek.

Ayrıca, yine KYK yurtlarında nevresim yurt tarafından verilir ve sizin nevresim getirmenize izin verilmez. Yastık, yorgan da yurt tarafından temin edilir. Yani sizin, “Ya ben bilmem kaç kişinin kullandığı yastığı, yorganı kullanmam!” deme şansınız maalesef ki yok.

Eşyaları alırken genellikle tek dileğiniz, “Umarım benden önce temiz bir insan kullanmıştır bunları…” demek oluyor. Gerçi, bize verdikleri her şeyi yıkayıp veriyorlar ama siz yine de çamaşırhanede kendiniz bir makineye atarsınız ki içiniz rahat etsin. Yani ben öyle yapıyorum…

Eğer, iki yastıkla uyuyorsanız ya da kansızlık çekiyorsanız ve çok üşüyorsanız, kendi battaniyenizi ve fazladan yastığınızı içeri sokabilirsiniz ama bunu güvenliklerin gözüne soka soka yapmayın çünkü bazı uyuz güvenlikler bu tür şeyler görünce hemen el koyuyor maalesef ki…

Gel gelelim bu tür ihtiyaçları karşıladınız, odanıza yerleştiniz. Artık oda arkadaşlarınızla tanışacaksınız…

Kendim deneyimledim, kimseyle çok hızlı bir şekilde samimi olmayın. İyi niyetiniz suiistimal edilebilir. Burada size açık açık başımdan geçen olayları anlatmayacağım ama bir tecrübe olarak söylüyorum size, ilk haftadan oda arkadaşlarınızla can ciğer olmayın. Hatta hiç kimseyle ilk tanıştığınız anda çok samimi olmayın.

Size soğuk olun demiyorum, pek tabii sıcak ve arkadaş canlısı olun. İnsanlara uyumlu davranın ama kendiniz hakkında özel şeyleri ya da ailevi durumlarınızı hemen ortalığa sermeyin. Kimin nasıl kişiler olduğu bazen çok sonradan ortaya çıkar.

Evet, şimdi bir diğer dertli yanıma geliyorum.

Kız yurdu… Bilirsiniz biz kızlar dedikoduya ve kahkahalarla gülmeye bayılırız. Üniversitede birinci ve ikinci öğretim olunca, kattaki odalardan birisi erken uyuyacak olsa, akşam gelenlerin sesinden rahatsız olur. Gececiler sabah erken kalkanların alarmından rahatsız olur… Yurtlardaki odalar arasındaki duvarlar çok ince, sesler çok geçiyor. Bu yüzden kendinizce bazı kurallara uymanız gerekebilir. Mesela, saat on ikiyi, biri geçtiğinde müzik dinleyeceksiniz kulaklıkla dinleyin ya da oda arkadaşlarınızla sohbet edecekseniz bağıra bağıra konuşmamaya dikkat edin.

Ya böyle dedim de… Geçen yıl bizim yurtta yaralı hayvan gibi çığlıklar atan bir kız vardı. Kızın şansına hiç karşıma çıkmadı, karşıma çıksa onun ses tellerini sökecek kadar öfkeliydim kıza.

“Neden?” diye sorduğunuzu duyar gibiyim hemen cevaplayayım.

Ben mışıl mışıl uyumuşum, ertesi sabah saat 8’de finalim var ve saat gecenin 3’ü! Kız bildiğiniz yaralı hayvan gibi böğürdü ve beni uykumdan uyandırdı. Zaten ikinci öğretimim, geceleri uyumamak bende alışkanlık olmuş… Bir de kızın çığlığına uyandım, uyuyamadım! Sabah finale gideceğim ama ben gecenin üçünde gözlerine far tutulmuş tavşan gibi odanın içini izliyorum! O gün kıza nasıl sinirlendiğimi size inanın anlatamam…

İşte başımdan böyle bir olay geçtiği için, sizlere bu konuda tavsiye veriyorum.

Toplum içinde uymamız gereken kurallar olur. Her şeyden öncesi, bizim kimseyi rahatsız etmeye hakkımız yok. Bu yüzden dikkatli olmalıyız. Aynı odayı paylaştığımız kişiler, rahatsızlıklarını dile getirdiğinde bunu dikkate almalıyız çünkü o kişi aynı rahatsızlığı tekrar tekrar dile getirmekten bunalır, biz de tekrar tekrar uyarılmaktan rahatsız oluruz. O yüzden, bir kere uyarıldığınızda uyarıya dikkat edin, çünkü orası sizin eviniz değil üç beş farklı kişiyle paylaştığınız ortak bir kullanım alanı. Birbirinize saygı gösterirseniz, odanızda rahat edersiniz.

Ayrıca, diyelim ki odada dört kişi kalıyorsunuz ve sizin hiçbir şeyden haberiniz yokken oda arkadaşlarınız bir anda birbirlerine girdiler. Sakın o kavgaya dâhil olmayın, kenara çekilin ve en fazla, “Kızlar, yapmayın ya…” deyin. Bunun ötesinde kavganın içine girmeyin çünkü farkında bile olmadan suçlu konumuna düşebilirsiniz.

Bu tür bir şey çok şükür başıma gelmedi ama dikkat etmekte fayda var.

 

Böyle üstünde düşünmeye devam ettikçe, ne diyeceğimi pek bilemiyorum… Açıkçası yurtta kalmayı sevmiyorum, evimi özlüyorum ve yurt hakkında epey kasvetli düşüncelerim var ama bu düşüncelerimi buraya yansıtmak istemiyorum çünkü yurt hayatında gerçekten çok eğlenebilirsiniz… Oda arkadaşlarınız tam kafa denginiz olabilir ve onlarla vakit geçirmek, sizin için harika anılar yaratabilir! Yani gerçekten çok eğlenebileceğiniz bir döneme giriş yapıyorsunuz.

Açıkçası ben eğlendim, oda arkadaşlarım çok şükür ki iyi insanlar ve uyuşan yönlerimiz de yok değil. Sadece, ana kuzusuyum ben ya, bu yüzden yurtta kalmalara falan gelemiyorum. Gerçi, yazının başındaki görsel benim odamın manzarası… Yani bana ilham veren bir manzarası olduğu için odamı seviyorum biraz ehehe.

Yurtlar hakkında başka sorularınız olursa, yorum olarak bırakabilirsiniz. Cevaplayacağım!

Buraya kadar okuduğunuz için teşekkür ederim, bir sonraki yazımda görüşmek üzere!

Semiha Kaya

6 Haziran 1998 doğumlu, hayalleri yaşından çok olan ve hepsini bir bir gerçekleştirmek için acayip hırs dolu bir insanım.
Hırsımın yanı sıra, üşengeç ve unutkan da olduğum için tüm planlarımı sonsuza dek yaşayacakmışım gibi yaparım lakin genelde anın tadını çıkartırım. Hem ne demiş James Dean?
"Sonsuza kadar yaşayacakmışsın gibi hayal kur. Bugün ölecekmişsin gibi yaşa."
İşte tam olarak ben de böyleyim. Sonsuz hayale sahibim ancak anımın da kıymetini biliyorum. Her anın tadını çıkartıyorum.
Size de anınız kıymetini bilmenizi tavsiye ederim, ne de olsa zaman geri dönmez. :)

Bana, instagram: semihaakaya kullanıcı adı üzerinden ulaşabilirsiniz!

Önerilen makaleler

4 Yorum

  1. yardımcı oldu gerçekten..

  2. Yurtta kalmıyorum ama olsundu

  3. kykda ilk defa kalıyorum ve odaya kettle soktum ama nereye saklasam bilmiyorum, memurlar oda kontrolünde nerelere bakıyorlar, nereye nasıl saklamak en mantıklısı, yardımcı olabilir misiniz?

  4. Selamlar, esasında çok fazla kontrol olmuyor, zaten çoğu zamanda sen odada değilsen senin kişisel alanlarını açıp kontrol etmiyorlar. Eğer senin yurdunda çok fazla kontrol oluyorsa, bazanın altına koyabilirsin üstüne de bir bez, kıyafet falan atarsın. Öyle “aman onu kaldır bakayım altına” demezler genelde. <.<

Bir Cevap Yazın

%d blogcu bunu beğendi: