Merhaba arkadaşlar! Size keyifle okuduğum ve tavsiye etmekten asla sakınmadığım mükemmel bir ekonomi kitabının yorumuyla geldim!
Daha önce Marjinde Cinayet kitabına yaptığım inceleme tarzında, bu yoruma dikkat kesilebilirsiniz arkadaşlar!
Kızımla Ekonomi Sohbetleri – Arka Kapak:
Borç, para ve servetin kökeni nedir?
Toplumlar arası eşitsizlikler nasıl ortaya çıktı ve derinleşti?
Piyasaları olan toplumlar neden ve nasıl piyasa toplumlarına dönüştü?
Takas değerinin deneyimsel değere üstünlüğü hangi sonuçları doğurdu?
Yoktan para yaratılması nasıl mümkün olabilir?
Borç ile kâr neden birbirinden ayrılamaz?
Neden kamu borcu diğer borç tiplerinden farklıdır?
Emek ve para piyasalarını diğer piyasalardan ayıran nedir?
İnsan emeği üretim sürecinden bütünüyle çıkarılabilir mi?
Bankacılar neden krizleri tetikleyici şekilde davranırlar?
Enflasyon, deflasyon ve arbitraj nasıl işler?
Para politikalarını siyasetten ayırmak mümkün müdür?
Piyasa ekonomilerinin sorunları daha çok piyasa ile çözülebilir mi?
Ekonomi, mutluluk ve anlam arayışı üzerine bize neler söyleyebilir?
Yunanistan ekonomi bakanlığı döneminde uluslararası üne kavuşan saygın muhalif ekonomist Yanis Varoufakis, bu küçük ancak yoğun kitapta günümüz ekonomisinin yapısını ve bu yapının insanlık için doğurduğu sorunları somut örneklerle, terminolojinin tutsağı olmadan başarıyla özetliyor. Yayımlandığı 24 ülkede ilgiyle karşılanan Kızımla Ekonomi Sohbetleri yazarın kızıyla sohbet havasında kaleme aldığı, akademik derinliğe dayanmakla birlikte son derece ulaşılabilir ve akıcı bir metin. Hem gençler hem de günümüz ekonomisini anlamak isteyen ve alanda teknik bilgisi olmayan okurlar için oldukça değerli bir giriş kaynağı. Varoufakis ekonominin “uzmanlara bırakılması gereken” bir bilim değil, siyasi ve sosyal güçlerin etkisinde, tüm insanlığın bugününü ve geleceğini etkileme gücüne sahip bir savaş alanı olduğunu söylüyor ve hepimizi bu gerçekliği anlamaya davet ediyor.
Kızımla Ekonomi Sohbetleri – Kitap Yorumum:
Pekala, hangi noktadan başlamalıyım tam kestiremiyorum. Pek çok açıdan beğendiğim ve iyi ki okudum diyeceğim bir kitap olmakla birlikte, başlangıç seviyesinin birkaç kademe üstünde olduğunu ve okuyanların, “belli başlı, sıkılıkla duyulan terimleri” öğreneceği bir ekonomi kitabı sayılabilir.
Ancak, benim açımdan şu şekilde bir tavsiyede bulunabilirim.
Temel bir ekonomi bilgisine sahipseniz ve bir bakış açısı kazanmak veya zaten sahip olduğunuz bakış açısını güçlendirmek veyahut da karşıt görüşü tanıyarak, nasıl eleştiri yapabileceğinizi görmek istiyorsanız okuyun bu kitabı.
Zira, bu kitap size ekonomiyi öğretmiyor. Kapitalizmin tarihine değinerek, günümüz ekonomisinin acımasız gerçeklerini öne süren net bir kitap bu.
Buradaki birkaç incelemede, kitabın başlangıç düzeyi için yetersiz ve sıkıcı olduğunu belirttiklerini görünce şaşırdım. Birkaç inceleme üstünde de, belli bir ekonomi bilgisine sahipseniz sıkılabilirsiniz diyordu…
Açıkçası, tamamen ilgiyle alakalı. Ekonomiye ilginiz varsa, kaçırmamanız gereken bir anlatım diline, oldukça dikkat çekici bir hikâyeleştirmeye sahip bu kitap kesinlikle tatmin edici. Aynı zamanda öğretici ve düşündürücü.
Uzun zamandır ekonomik ideolojiler üzerinde düşünüyordum ve kapitalizm içindeki kendi konumumu sorguluyordum. Ne kadar üretiyor, ne kadar tüketiyorum bu ekonomi içindeki varlığım ne? Bu tür soruları sorarken, ders kaynaklı okuduğum bu kitabı açıkçası çok faydalı buldum ve ekonomi olaylarına ilgisi olan, benim gibi piyasadaki yerini sorgulayanlar için de oldukça cevaplar sunan güzel bir kitap olduğunu (sanırım üçüncü kez) tekrarlıyorum.
Keyifle okudum, keyifle okumanızı dilerim!
Kızımla Ekonomi Sohbetleri – Alıntılar
Bedenen seyahat edemiyorsan da zihnen daima çok uzak yerlere gitmeye çalış, ancak bu sayede dünyayı hakkıyla tanıyabilirsin.
Gerçekten de bazen birkaç adım geri çekilmek, onları dışarıdan inceleme fırsatı yaratmak, aslında ne kadar kusurlu ve gülünç olduklarını fark etmemizi sağlar.
Memnuniyetin kölesi olacağımıza, memnuniyetsiz olma özgürlüğüne sığınabiliriz.
İsteklerin gerçekleşmesi çok önemli olsa da, her şey değildir.
Bugün gezegeni ve kendimizi kurtarma şansına sahip olmak istiyorsak, insanlığın deneyimsel değerlere verdiği önemi yeniden öne çıkaracak yenilikçi ve akılcı yöntemler geliştirmeliyiz zira bir piyasa, öne çıkarmak şöyle dursun, bu değerleri algılayamaz bile.
Eğer ekonomi toplumun motoru ve borç da onun yakıtıysa, emek o motora hayat veren kıvılcım, para ise hareketi sağlayan motor yağıdır.
Bankacıların piyasa toplumlarında yarattığı istikrarsızlık azaltılabilir ancak hiçbir zaman ortadan kaldırılamaz. Nedeni gayet basittir; ekonominin yakıtı niteliğindeki borcu olanlar üretmektedir.
“Dünyayı döndüren paradır!”
İnsanlığın inanılmaz derecede bencil ve kötümser bir tasviri olsa da maalesef haklılık payı yüksektir.En temel ihtiyaçlardan yoksun olanlara gözümüz iliştiğinde hemen empati duyarız ve yeteri kadarına sahip olmadıkları için kızgınlık ifade ederiz ancak onların yoksulluğunun pekâlâ bizim zenginliğimize yol açan sürecin ürünü olabileceğini bir an bile düşünmeyiz.
Tüm bebekler çıplak doğar ancak çoğunluğu paçavralar giyerken bazıları en iyi butiklerden satın alınan pahalı elbiseler giyer.
Dünyamızı tanımlayan işte bu tür bir eşitsizliktir.İşin aslı çark döndüren hamsterler gibiyiz: Ne kadar hızlı koşarsak koşalım hiçbir yere gitmiyoruz.
Dinler için cehennem neyse, piyasa toplumları için de borç odur.
Buraya kadar okuduğunuz için teşekkürler! Site içerisindeki reklamlara tıklayarak bize destek olabilirsiniz!
Sizin aynı tarza benim de bir sitem var .
site adresim : https://www.libereji.com
sitemizde kitap dizi film anime belgesel inceleme, öneri ve yorumları paylaşyıoruz.
sitemiz hakkında görüşlerinizi görmek isteriz.
ismime tıklayarak sitemizi ziyaret edebilirsiniz.
Elbette ki bakmak isterim, şimdi sitenizi inceliyorum hatta 🙂 Başarılar dilerim ^^