Merhaba arkadaşlar!
Bugün de sizlere, eğer ki yanlış hatırlamıyorsam okuduğum ilk Stefan Zweig kitap yorumuyla geldim. Açıkçası kendimi böylesine güzel bir kitaba yorum yapabilecekmişim gibi yüksek görmesem de, ufak birkaç alıntı eşliğinde kitap hakkındaki düşüncelerimi kısaca dile getireceğim.
Öte yandan, kitabı önerdiğimi hissettiniz değil mi?
Hissetmediyseniz bile, sizlere bu kitabı öneriyorum. Eğer şehir içinde işe ya da okula giderken uzun yollar çekiyorsanız, bu kitabın inceliği ve akıcı anlatımı sizi yolun sıkıntısı, stresinden bir güzel uzaklaştıracaktır.
Olağanüstü Bir Gece
Yazar: Stefan Zweig
Yayınevi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Tür: Kurgu
Sayfa Sayısı: 69
Arka Kapak Yazısı: Olağanüstü Bir Gece, seçkin bir burjuva olarak rahat ve tasasız varoluşunu sürdürürken giderek duyarsızlaşan bir adamın hayatındaki dönüştürücü deneyimin hikâyesidir.
Sıradan bir Pazar gününü ay yarışlarında geçirirken, belki de ilk kez burjuva ahlakından saparak “suç” işler. Böylece yeniden “hissetmeye” başladığını, kötücül ve ateşli hazları olan gerçek bir insan olduğunu fark eder. İçindeki haz dolu esrime, aynı günün akşamında onu gece âleminin son atıklarının arasına, “hayatının en dibindeki lağımlara” sürükleyecek, varış noktasını ise ruhani bir uyanış olacaktır.
⅏
Olağanüstü Bir Gece, arka kapak yazısında da kısaca özetlendiği gibi ana karakterimiz olan Baron Friedrich Michael von R.’in hiç unutamadığı bir geceyi kaleme aldığı, ailesi tarafından edebi eser sanılan ama son gerece gerçek olan bir gününü yazdığı bir eser.
Stefan Zweig – Olağanüstü Bir Gece Alıntılar:
- “Çünkü sadece kendi kaderlerini bir gizem olarak yaşayabilenlerin gerçek anlamda yaşadıklarına inanıyorum.”
- “Soğuk bir kalemi sıcak, yaşayan elime alıp da kuru bir kâğıdın üstünde yaşıyor olduğumu anlatmaya çalışırken kendi göstermiş olduğum cüreti de anlıyorum.”
- “Bir kez kendini bulmuş olan kişinin bu yeryüzünde yitirecek bir şeyi yoktur artık.”
- “Ve bir kez kendi içindeki insanı anlamış olan, bütün insanları anlar.”
Aslında, altı çizilebilecek çok fazla cümle vardı fakat beni en çok etkileyenler yukarıda okuduğunuz alıntılardı. Özellikle de, “Soğuk bir kalemi sıcak, yaşayan elime alıp da kuru bir kâğıdın üstünde yaşıyor olduğumu anlatmaya çalışırken kendi göstermiş olduğum cüreti de anlıyorum,” kısmıydı.
Belki de bende bir şeyler yazdığım için, ‘soğuk bir kalemi, sıcak yaşayan ellerle’ betimlemesi beni derinden etkiledi diyebilirim.
Açıkçası, hikâyeye başladığım ilk sayfalarda o kadar dikkatimi çekmemişti fakat Baron’un düşüncelerini, yaşadığı dönemin üzerindeki etkilerini ve baskılarını anlayıp da çözmeye başladığımda onu dünyadan uzaklaştıran, haz almasına engel olan şeylerin hepsini çözümleme fırsatını yakaladım.
Kitabın sonlarına doğru etkilendiğim birçok sahne oldu ve İstanbul’un boğucu trafiğinde, yağmurlu hava eşliğinde tüm sıkıntı stresimi alıp götürdü benden.
Eğer hayatınızda hiç klasik okumadıysanız, mutlaka okumanız gereken klasikler listesine Olağanüstü Bir Gece kitabını eklemenizi tavsiye edebilirim.
Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim, bir sonraki yazımda görüşmek üzere, kendinize iyi bakın!
Instagramdan bizi takip etmeyi unutmayın! -> @efsunlublog
Ayrıca bookstagram hesabımdan da, okuduğum kitaplar hakkında yorumlar yapıyorum, takip etmek isterseniz, kullanıcı adım: @seminguncesi