Merhaba arkadaşlar!
Şu sıralar elimdeki tüm Stefan Zweig kitaplarını okumaya karar vermişim gibi sırayla Stefan Zweig okudum.
Tabii, kitapların ince oluşu ve benim yoğun ders, hayat tempoma yarar sağlayışı tercihimi Stefan Zweig’ten yana kullanmam için gizli etkenler de sayılabilir.
Bugün de sizlere Stefan Zweig’in Satranç kitabıyla geliyorum!
Satranç
Yazar: Stefan Zweig
Yayınevi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Tür: Uzun Öykü, Kurgu
Sayfa Sayısı: 83
Arka Kapak Yazısı: Stefan Zweig, çok geniş bir psikoloji birikimini eserlerinde bütünüyle kullanmış ender yazarlardandır. Onun dünya edebiyatında bir biyografi yazarı olarak kazandığı haklı ünün temelinde de bu özelliği, yani yazarlığının yanı sıra çok usta bir psikolog olması yatar.
Satranç, Zweig’in psikolojik birikimini bütünüyle devreye soktuğu bir öyküdür ve bu öykünün başkişileri, tamamen yazarın biyografilerinde ele aldığı kişileri işleyiş biçimiyle sergilenmiştir.
Zweig’in ölümünden hemen önce tamamladığı birkaç düzyazı metinden biri olan Satranç’ı kaleme aldığı sırada, karısı Lotte Zweig ile birlikte göç ettiği Brezilya’da yaşamaktaydı. Satranç’ta da, olay yeri olarak New York’tan Buenos Aires’e gitmekte olan bir yolcu gemisini seçmiştir.
Bu gemide tamamen rastlantı sonucu karşılaşan üç kişi; yeni dünya satranç şampiyonu Mirko Czentovic, sıradan bir satranç oyuncusu olan anlatıcı ve bir zamanlar çok usta bir satranç oyuncusu olan, ama hayli zamandır satrançtan uzak kalmış bulunan Dr. B., öyküsünün aktörleridir.
⅏
Bu kitabı arka kapak yazısını okumadan okumaya başladığım için, olayların hep o bunaltıcı ve itici olan Mirko Czentovic etrafında döneceğini sanmıştım ki böyle sanmam için geçerli sebeplerim var!
Yaklaşık on sayfa boyunca sadece Mirko’dan bahsedildi ve anlatıcı da onunla tanışmak istediğini dile getirip duruyordu.
Velhasıl kelam, sürekli Mirko ön plandayken bir anda Dr. B.’nin ortaya çıkmasıyla hikâyenin gidişatı değişti ve ben kendimi psikolojinin nasıl darmadağın edileceğini derinlemesine bir şekilde gördüm.
(Bu kitabı okumadan önce Supernatural 12. Sezonu izlemiş olmamın da etkisi vardı/Dean ve Sam yakalanarak kimseyle konuşturulmadıkları hatta birbirlerini bile görmedikleri hücrelerde günün ve zamanın nasıl geçtiğini bilmeden kapalı kalıyorlardı.)
Dr. B.’de aynı duruma düşmüş, delirmemek için bilinçli olarak kendini çoklu kişilik bozukluğuna zorlamış. Kısacası, aklını yitirmemek için delirmeyi göze almış adam!
Ondan çok etkilendiğimi söylemeden geçemeyeceğim.
Bir Çöküşün Öyküsü kadar olmasa da, bu kitap da ağır bir etki bırakmıştı benim üstümde. Ayrıca Dr. B.’ye karşı tuhaf bir sempati eşliğinde hayranlığım da oluştu diyebilirim.
Güzel bir kitaptı ve okumanızı tavsiye ederim!
Stefan Zweig – Satranç Alıntılar:
- “Satranç için, tıpkı aşkta olduğu gibi, bir partnerin varlığı şarttır.”
- “Bilindiği gibi dünyada hiçbir şey insan ruhu üzerinde hiçlik kadar ağır bir baskı uygulayamaz.”
- “Durumumun korkunçluğu nedeniyle, bir Siyah Ben ve bir de Beyaz Ben olmak üzere, bu iki parçaya ayrılmayı en azından denemek zorundaydım, çevremi saran o korkunç hiçliğin altında ezilmemek için.”
Buraya kadar okuduğunuz için teşekkür ederim!
Instagramdan bizi takip etmeyi unutmayın! -> @efsunlublog
Ayrıca bookstagram hesabımdan da, okuduğum kitaplar hakkında yorumlar yapıyorum, takip etmek isterseniz, kullanıcı adım: @seminguncesi