Alice in Borderland – Dizi Yorumu

Merhaba arkadaşlar! Fark ettim ki, Japon yapımı olarak genelde anime yorumları girmişim… dedim ki, bu sefer bir de anime olmayan bir diziyle yorum gireyim. Bu sayede de geçenlerde konusunu beğendiğim bir Japon dizi yapımıyla karşınızdayım.

Daha önce sanki yine gerilim yüklü bir Japon dizisine yorum yazmıştım ama galiba yazıyı yayınlamadan silmişim? Her neyse o dizinin adı da “Re:Mind” diye bir diziydi. O da Japon yapımı bir gerilim hikâyesini ele alıyordu.

Eh, ikinci sayabileceğim yine Japon yapımı bir gerilim dizi yorumuyla karşınızdayım.

Ayrıca çok da kısa, 40 dakikalık bölümlerden oluşuyor ve sadece sekiz bölümü var. Ben bir gecede beşinci bölüme gelmiştim… Uyumam gerekmeseydi muhtemelen başladığım gibi de bitirirdim…

Size öncelikle dizinin konusundan ve oyuncu kadrosundan bahsettik sonra dizi hakkındaki yorumlarıma geçeceğim. ^^

Alice in Borderland – Dizi Konusu:

İşsiz bir genç olan Ryohei Arisu zamanını bilgisayar oyunu oynayarak geçirir. Bir sabah uyandığında Tokyo’da hiçbir şeyin eskisi gibi olmadığını fark eder. Kendisini büyük bir oyunun içinde bulan Arisu ve arkadaşları hayatta kalmak için oyunu kurallarına göre oynamak zorundadır. Hayatı tehdit eden oyunlarda tek başına mücadele eden Usagi ile tanışan Arisu, bu yeni dünyanın sırrını çözmek için birlikte hareket etmeye karar verir.

Alice in Borderland – Dizi Oyuncuları:

Kento Yamazaki – Ryohei Arisu

Tao Tsuchiya – Yuzuha Usagi

Tsuyoshi Abe – Kuzuryu

Shô Aoyagi – Agni

Aya Asahina – Kuina

Nobuaki Kaneko – Hatter

Keita Machida – Karube

Ayame Misaki – Shibuki

Ayaka Miyoshi – An

Yûki Morinaga – Chota

Nijirô Murakami – Cheshire

Riisa Naka – Mira

Dôri Sakurada – Niragi

Yûtarô Watanabe – Tatta

Shuntarô Yanagi – Last Boss

Mizuki Yoshida – Asahi

Alice in Borderland – Dizi Yorumum:

Eveet, bu dizi bir live action uyarlamasıymış. Yani bu kurgunun hem mangası hem de animesi çekilmiş. Manga 2010’da yayınlanmaya başlamış, son bölümü 2016’da yayınlanmış. Animesi de 3 bölüm olarak 2014-2015 arası yayınlanmış.

Diziye gelecek olursak, ilk sezon manganın 31 bölümünü ele alıyor ve yüksek ihtimal ikinci sezonu olacak. Hem dizi içerisinde 2021 sonunda geleceğine dair bir gönderme yapıldı hem de ikinci yarısı olacağını gösteren açık uçlu bir sonla bitti.

Bu genel bilgilendirmeleri geçerek dizi hakkındaki yorumuma geçiyorum.

Japonlar, bu kanı, vahşeti, ölüm içerikli işleri epey kanlı bir şekilde hiçbir detayı göz ardı etmeksizin fazlasıyla önümüze seriyorlar. O yüzden diziyi sizlere tavsiye etmeden önce, bu tip şeyleri mideniz kaldırır mı? Bu soruyu kendinizce yanıtlayın ve ona göre başlayın. >.<

Öte yandan, açıkçası ilk bölüm fazlasıyla merak uyandırıcıydı. İkinci bölümde diziye ısındım ve dedim ki “tamam, ben bu diziyi bitiririm,” sonra üçüncü bölüm başladım. “Bu bölümden sonra da uyur, yarın devam ederim,” dedim ama dördüncü bölümü izlemeden uyuyamadım.

Üçüncü bölüm beni öyle bir kilitledi ki, devamını hemen izlemem gerektiğini konusunda kendimi anında ikna ederek bir gecede beşinci bölüme kadar geldim.

Kalan bölümleri ise bugün izledim ve sizlere söylemem gerek, gerçekten de güzel bir diziydi. Benim yazılarımı az çok takip ediyorsanız, benim bu tip kurgulara karşı zaafım olduğunu ve çok sevdiğimi biliyorsunuzdur.

Bu kurguları yakalayınca hiç kaçırmamak benim en sevdiğim işlerden birisi ve bu diziye denk gelince de, “Eh, izlemeliyim,” diyerek hemen başladım. Şimdi de sizlere, “Eh, vaktiniz varsa bir bu diziye bakın…” diyorum.

Aşağıya fragmanı bırakıyorum arkadaşlar. ^.^

(Sayfa içerisindeki reklamlara tıklayarak bize destek olabilirsiniz. İyi akşamlar. :3)

Fragman:

Yazıyı paylaşmadan önce buraya diziden birkaç alıntı bırakayım.

"Bir şeyi elde etmek için, bir şeyleri kaybetmelisin." 

"Böyle bir dünyada umut var mı ki?"

"Gözlerinden anladım. Sanki tüm umudunu kaybetmiş gibiydin. O gözler. 
O günkü gözlerimle aynıydı. Dostlarımı öldürdükten sonraki gözlerimle..."

Semiha Kaya

6 Haziran 1998 doğumlu, hayalleri yaşından çok olan ve hepsini bir bir gerçekleştirmek için acayip hırs dolu bir insanım.
Hırsımın yanı sıra, üşengeç ve unutkan da olduğum için tüm planlarımı sonsuza dek yaşayacakmışım gibi yaparım lakin genelde anın tadını çıkartırım. Hem ne demiş James Dean?
"Sonsuza kadar yaşayacakmışsın gibi hayal kur. Bugün ölecekmişsin gibi yaşa."
İşte tam olarak ben de böyleyim. Sonsuz hayale sahibim ancak anımın da kıymetini biliyorum. Her anın tadını çıkartıyorum.
Size de anınız kıymetini bilmenizi tavsiye ederim, ne de olsa zaman geri dönmez. :)

Bana, instagram: semihaakaya kullanıcı adı üzerinden ulaşabilirsiniz!

Önerilen makaleler

7 Yorum

  1. Merhaba, oyunun istediği kuzuların saklanıp kurdun onları bulmasaydı. Akla ilk kuzuların kazanacağı kurdun kaybedeceği geliyor ama işin alt metni de orada zaten.
    Bir kupa oyunu olduğu için, duyguların oyunu olarak varsayılıyor. Kupada genellikle de kazanan bir kişi oluyor. Oyundakiler en sonunda pes ederken, dediler ya “Kazanabilecek tek kişi sensin,” diye, dostlarının kazanması için kendilerini feda ettiler. Başlangıçta ben de anlamadım ama bölüm sonunda anladım, kuzuların saklanması ve kurtun onları aramasını. Aslında duyguları test ediliyordu. :’)

  2. Üçüncü bölümü tam anlamadım. Hem kuzulara saklanin diyor hem de kurt kazanıyor. Şöyle olur diye düşünmüştüm. Kuzular kurtulur kurt ölür diye

  3. Yorumuna bakacağım ✌🏻

  4. Ben de bir solukta İzleyip genişçe bir yorum yazısı yazdım. Sanırım hepsini buraya tekrardan yazamayacağım için link bırakacağım😄: https://svdozb.blogspot.com/2021/01/alice-in-borderland-dizi-yorumu.html?m=1

    Benim izlenimlerime de diğer izleyen / izlemeyen arkadaşların yorumlarını beklerim. Keyifli okumalar ve izlemeler🍡

  5. […] olsaydı yıllarca bu filmi dilimden düşüremezdim. Mesela, Nerve gibi olabilirdi. Ya da Alice in the Borderland gibi… Şimdilik aklıma bunlar geldi ama bu tarz pek çok dizi ve filme denk geldim. Yani, […]

  6. […] Hayatta kalma, birlik olup savaşma konusundaki neredeyse her şeyi seviyorum. Buna örnek olarak, Alice in the Borderland, Açlık Oyunları Serisi, Metpo, Origin, The I-Land, Sword art Online, Death Parade gibi gibi daha […]

Bir Cevap Yazın

%d blogcu bunu beğendi: